14 Mayıs 2017 Pazar

GÜNCELLENİYORDU


                 Ben geldim desem nerelerdesin diye burun kıvırmaz mıydın bana? Kıvırmazdın insanın evi hiç neredeydin diye sorgular mı? Hoş geldin der gibi olmalısın. Hayat der gibi olmalıyım ben de. Anı biriktirmece içinde kaybolmuş gibiydim. Değişiyorum üstat ve daha da ilginci bunu kanıtlayabiliyorum. Daha önce okuduğum kitapları yeniden elime aldığımda her defasında kitaptan daha başka yerlerin altını çizerken buluyorum kendimi. Halbuki daha önce aynı yerleri okurken şuan çizdiğim satırları önemsememişim.  Ne garip değil mi? Her gün yaşadığın anılar sana başka satırların altını çizdiriyor. Başka yerler başka insanları,başka deneyimler başka satırları doğuruyor.... Başkalaşıyorum her gün.. Her aynaya baktığımda değişen yüz hatlarım gibi. Her gün eklenen yeni bir beyaz saç kadar başkalaşıyorum her gün.  Hata diye sorguladığım yanlış seçimlerim miydi? Yoksa seçtiğim insanlar mı yanlıştı yoksa yanlış yer yanlış zaman mıydı artık orasını hiç kurcalamıyorum.  Benim için her zaman çok değerli kalacak bir dostum şöyle demişti: " Upuzun bir yolda ilerliyoruz Deniz, bu yolda bazı insanlar bize bir yere kadar eşlik edecek. Sonra ister istemez bir yol ayrımına gelinecek. Gidenlere üzülme çünkü bir ileri yolda yenileri gelecek. Bazen de yollarının ayrıldığı insanlarla başka bir yolda yeniden rastlaşacaksın kim bilir" .. 
            Hayatımda çok şey değişiyordu ama bazı şeyleri heybemden hiç eksiltmiyordum. Tıpkı yalnızlığım gibi. O da yaptığım seyahatler gibi bir ibadete dönüşmüştü. Yeni insanlar tanıyıp acılar çekip sonunda oh demek için yalnızlığımda nefes almaya koşuyordum... Herkesin yalnızlığıyla bir dönem tanışacağı kesin. Kimi bunu yaşlılığında tadıyor, kimi çocukluğunda, kimi gençliğinde. Bundan kaçmak mümkün değildi . Eric Fromm der ki :" Ortak- yaşama bağlantısındaki kişi, başkalarıyla ilişki kurar ama ya bağımsızlığını yitirir ya da bağımsızlığın ne demek olduğunu hiç bilemez ve asla kendi olamaz. Yalnızlık korkusundan kendisini başka birinin bir parçası haline getirerek ya onun tarafından yutulur ya da onu yutarak kurtulur." Tabi buna sırtını dönmek istemeyip tüm evreni karşına almayı yeğleyenlerde vardı saygılar şelale.  Biriyle bir bütün olmayı belki bu yüzden hiç istemedim .  Kimse kimseyi yutmak zorunda olmadan ortak zevklerde ayrı bireyler olarak kavuşamaz mıydık? Yalnızlığımın ne kadar süreceği meçhul. Bu yüzden yalnızlığı hayatının bir yerinde tatmış ve onun değerini bilen tıpkı yalnızlık sahip olduğum tek şey diyen Kafka gibi  erdemli insanlarla yola devam ediyorum. Aslını istersen sıfırlıyordum her şeyi, herkesi... Yaz geliyor malum İç Anadolu'yu da terk etmeme çeyrek kala... Artık kokusu çıkmaya başlamış hiçbir ilişkiyi, hiçbir dostluğu uzatmıyorum. Eskiden de uzatmazdım.. Son 5 yıldır öyle bir pis huy edindim. Yaş ilerledikçe bazı şeylere arkanı dönüp gitmek eskisi kadar pek kolay olmuyordu sırf bu yüzden artık bana yaramıyorsun Ankara.  Bazen on dokuz yaşımdaki Deniz'e rastlıyorum içimde.. Arada ellerimiz çarpıyor selamlaşıyoruz.. Bazen de " kumaşı geç olsun güç olmasın olan kararlarımda beni çok sevdiğini söylüyor .... Değişiyordum üstat üstelik bu sefer kırlangıçların göç etmesini bekleyemeyecek kadar hızlı... Gökyüzünde az önce bir ördeğe benzettiğim bulutun iki dakika sonra dağılıp yepyeni bir şekil alması gibi.....Aynı nehirde iki kez yıkanamamacasına Efesli Heraklitos'a  selam edercesine değişiyordum.