25 Haziran 2014 Çarşamba

CEVİZ AĞACININ ALTINDA UYUYAYAZMIŞIM



Ne istediğimi ifade edebilmek için doğru sözcüğü nasıl bilebilirim? O sözcüğü ifade edeceğim derken ya yitip eriyen, güneşte kalan bir denizanasının kaderini paylaşırsam. Evrende ne varsa hepsi kuruntu ve hayal, bilinmeyenin elindeki aynaya vuran. Bir ifadenin içindesin. Birinin kurduğu cümlenin öznesisin. Kiminin hayallerinin yüklemisin. Birinin gelip senle dertleştiği bir duraksan onun dolaylı tümlecisin. Bu kadar cümlenin içinde insan doğru sözcüğü bulduğundan emin olabilir mi ki? Her şer denen şeyde bir hayır her hayırda bir doğru varmış. Hatalarda bile.Öyle derler.. Bir yere gidersin sadece var olmaya , bu şekilde söylenince kulağa hiç eğlenceli gelmiyor değil mi? Hayatta öyle değil mi sanki? O zaman onu eğlenceli hale getirecek renkler katalım derken, Leibniz hayattaki anlamlı rastlantılara dikkat çeker : “Ne de olsa hayat kimi zaman tesadüfî kimi zamansa zaruri gerçeklerin bir birleşkesidir” der. Doğru zaman ve doğru yerde gerçeklerin birleşkesinin  aşkı işaret etmesi gerekmez mi? Evet ama bunun için aşkın hep aynı gerçeği işaret etmesi gerekmez mi? Bugüne kadar aşık olduğu şeyin gerçekte ne olduğunu bilen birine rastladın mı? Bunu keyfi seçimlerde bulunduğun yirmili yaşlarda bilemezsin. Neyi sevdiğinden emin olmak için ihtiyacın olan şey ise, olgunluktur. Doğruyu aramak! 

Tarçın, zencefil, bir tutam karanfil taneli ıhlamurun o mis kokusuna benzer bir kokuyu kalbin hiç kokladı mı? Kalbinin poyrazlarını samyeline çeviren bir koku. Ruhun haykırır, dilin lâl olur. Gözlerin dilinin ikameliğine talip olur. Avucunda şeffaf bir boncuk tanesi üzerinde peri tozu kokusu. Gözünü kırpıp açtığın o kısa an kadar tanıdıksa hala o koku geçmişinin hüznünde kavruluyorsun demek ki. Üyff ne edebiyat ne edebiyat! Bunu on dokuz yaşında sorsalardı o anları midemde kelebekler uçuyor, kalbim ağzımda atıyor, çiçekler, böcekler, bahar , jedi şövalyesi, Neverland, Peter Pan, ay yoksa ben Tinkerbell miyim? diye geçiştirirdim. Bilinen bir gerçek varsa üniversitenin ilk günü kırmızı polarlı ağır abi görünümlü asi çocuk sınıftan içeri girer esas kız hayatında ilk kez birini göz ucuyla takip eder, farkındalık anında esas oğlan esas kızın yere düşmek üzere olan saç telini alır ve kendi parmağına bağlar falan filan. Bazı sevgiler vardır ki diğerlerinden daha büyük ya da daha karmaşık ya da bırakması zordur. Ama gerçek olmamalarının bir nedeni vardır. Hayatın gerçek yüzü. Belki kimi sevdiğini seçemezsin ama kimi nasıl seveceğini seçebilirsin ve sadece beraber olmayarak sevebildiğin kişiler vardır. Aşkı anlatmak için ağdalı kelimelere ihtiyaç yoktu belki de cümlelerinin karatı ondokuz yaşında ne yaşadığını bilmezken daha fazlaydı ama o da tecrübesizliğe yeniliyordu. Eskinin yeniye gebe kalması gerekir hayatın zamanla tangosunda. Eski eskide demlenmekte ısrar edebilir  ama eline Beşinci Dağ geçerse Paulo Coelho derki gözlerimde okuduğunuz o hüzün benim öykümün parçası. Birkaç gün sürecek küçük bir parçası. Zaman gücünü yitirmiş olacak ve yavaş yavaş silinecek. Hüzünler sonsuza kadar sürmez özellikle olmasını istediğimiz şeye doğru sürekli yol almaktaysak. İnsanın yaşamının bir aşamasının ne zaman bittiğini bilmesi gerekir. Bir yerde gerekli olan zamandan uzun kalmakta diretirsen, sevincini ve huzurunu yitirirsin. Ve doğru yola Tanrı tarafından döndürülme tehlikesiyle karşı karşıya kalırsın. O duruma müdahale etmeden sazı kendin eline alıp Fuzuli tıngırdatman gerekir. Canan ise matlub tama candan kes, Matlub ise can ümid canandan kes ,Can sevmek ile müyesser olmaz canan, Ya bundan ümid ya tama andan kes. 1
Elbette herkes hiç bir şeyin sonsuza dek sürmeyeceğini bilir ve bir kapı kapandığında her zaman diğeri açılır. Tek soru ise kapının ardında kimin seni beklediğidir… Geçte olsa sonunda Tanrı’nın kaşımızı gözümüzü neden yüzümüzün ön kısmında tasarladığını anladım. Hep önümüzü görelim dönüp arkamıza bakmayalım diye…Hayda ceviz ağacının altında uyuyayazmışım… Ey yeni gün merhaba !


1 İstediğin canan ise can’dan ilgini kes. Can istiyorsan, canan’dan ümidini kes.Canı sevmekle canana erişilmez. Ya bundan ümidini kes, ya onu istemekten vazgeç



 

1 yorum:

  1. ...ve sadece beraber olmayarak sevebildiğin kişiler vardır ...ve Fuzuli ...ve Paulo Coelho, çok doyurucu bi yazı olmuş, yüreğinin kalemine sağlık little girl blue :)

    YanıtlaSil