2 Eylül 2015 Çarşamba

:)

Seç bir eylül ve bana gel…Daha önce kimseye gitmemişçesine. Kurumuş ruhlarımızı ıhlamur çiçeğinin kokusuyla ferahlatalım. Kozalağından çıkan ipek böceği edasıyla seni sarıp sarmalasın eylül . Konuk olsam bir gecesine derin derin nefes alıp umutlara bir adım daha yanaşırcasına. Eylül umuttur neticede yeniliğin görselidir. Kamerayı nereye koyarsan koy güzel şeyler gördüğün bir aydır. Çatısının altında barındırdığı o otuz gün için çabalar... Her gidişin geri dönüşüdür .. Gündelik hipergerçekliğe nazaran edebiyatın ve ona en çok yakışan ayın eylülün suhuleti ve zerafetini tercih ederek damladım bu satırlara. Eylül herkese gel demez gotik bir kule gibi ilkel,öyle yükseklerde dolaşıp aşağıdakilerin sesini duymayanları istemez. Bize öğretir zamanın dışında yaşayacak kadar çok sevmeyi ve sevebilmeyi bilenler içindir eylül. Eylül bizi hazırlayandır her mevzunun kendine has bir kum saati bir vadesi olduğuna… Parlak bir gönül onarımıdır… 

1 yorum:

  1. "...Bizi hazırlayandır her mevzunun kendine has bir kum saati, vadesi olduğuna." Çok net açıklamışsın.. Ne kadar da doğru... :)

    YanıtlaSil