29 Ağustos 2013 Perşembe

VESAİRE VESAİRE ...





Bilinmeyen okyanuslarda yelken açmak,yeni keşfedilmiş duygulara bayrak dikmek.Kimdim??Nereye gidiyordum?Ne istiyordum?Raftaki hayallerime yenilerini ekleyip uzaktan onların gerçekleşmelerini seyrediyordum.Hayatımda kısa zamanda çok şey değişti.Deneyim ; peki neydi bu kısa sözcüğe bu kadar derin anlamlar yükleyen?Ömer Hayyam’ a : “ Bu zamanda az dostun olsun,daha iyi.Herkesle hoş beş edip geçmeli.Can gözünü açınca görüyor ki insan en büyük düşmanıymış en çok güvendiği” dedirten kişi kimdi? “En basit yalanları gözümün içine bakarak söyleyen aptallar tanıdım; inandığımı sandılar. Bense onların kuş kadar akılları ve cahil cesaretlerine hayrandım diyen Küçük İskender’in bu sözlerini onaylamamak mümkün müydü? Bunların hepsinin temasında deneyim yok muydu? İşte bilmediğin bir ülkeye giderken bavuluna sığdırmaya çalışacağın tek 30 kilo bu olmalıydı. Deneyim insanın hayat parkurundaki düşmelerinden kalan yaralarının izlerinin beyninde açılmasıydı. Yaşamın son demine kadar taşımakla yükümlü olduğun, hiçbir zaman çöpe atıp üzerini kapatamayacağın bir dönemdi. Bu, insanı olgunlaştırmaya yarayan bir ilaç olmalıydı.        
                                                          (2010 Belçika yolculuğu öncesi Ankara)
Böyle düşünüyormuşum ülkeyi terk etmeden birkaç saat önce.Geri döneli  tam üç yıl oldu.Her gün bile insanın hücrelerine olgunluk katarken üç yıl neler katmaz ki!Başkaları deneyimlerini  bize falanlar filanlar,vesaire vesaireler ile anlatırlar   adı öğüttür ki sende aynı çukurlara düşme diye.Ama ne garip döndüm,dolaştım,gittim,geldim,çarptım,çarpıldım,kırdım,kırıldım,sevdim,sevildim,o çukura defalarca tek başıma düşmem gerekti…Sonunda anladım her duygu karınca kararınca yaşanmalıymış.Abartılı hisler eşliğinde her duygunun yar kenarına gelmek insanı artırmaz hiçliğe vurdururmuş.Birine güveneceksen dost kararınca,birine yardım edeceksen vicdanın kararınca,birini seveceksen kadınca kararınca,çekip gideceksen sen kararınca olmalıymış her şey.Deneyim dedikleri şey; hayatın darbelerinden ders almak için kendini kırk fırın ekmek yemeye yollamakmış.Kırk fırın ekmeği yesen de toy kalmakmış.Deneyim hata üstüne hata yapmak,çift iplik ile nakşedilmekmiş.Acıdan imanın gevrese de kan kustum kızılcık şerbetinden yudumladım şerefe dostlar demekmiş.
(2013  her şeye yeniden başladığım yer Ankara)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder