6 Temmuz 2013 Cumartesi

PARDON ! BEN HANGİ MASALDAYIM?



Bazen kendinizi yanlış yerde hissettiğiniz olur mu? Benim olur. Başka bir ana,başka bir diyara aitmişsin gibi hissedersin.Sanki boş bir şey için çabalarsın.Kulağında kulaklıkla hayatının “gelecek” diye tabir ettiğin kısmının müziğini ararsın.Müziği bulduğunda başlarsın hayallere.Bu, istemediğin bir diyardan başka diyarlara kaçabilmek için sadece bir hiledir.Gerçekler acıdır sözünü anımsayıp;kendini hayat gerçeğinden soyutlamak istercesine kaçarsın.Gittiğin diyar sana sadece görmek istediklerini gösterir.Üzerindeki siyahlaşmaya başlamış külkedisi giysilerin yerini peri annenin dokunduğu pembe balo kıyafetine dönüştürür.Artık olmak istediğinsindir.Hayalindeki başrol oyuncularını özenle seçmeye başlarsın.Bazen hayalinde de gerçek hayatın üvey anneleri ve üvey kız kardeşleri ortaya çıkar.Bu noktada gerçek hayatta diyemediğini orada söylersin:“Durun bakalım!Bu benim hayalim.Burada başrol oyuncusu benim.Siz hayalime sadece konuk oyuncu kılığında dahil olabilirsiniz.”Hayalinde olmasını istediğin her şey gerçekleşir.Ama o da ne? Saat on iki’yi vuruyor. Olmak istediğin kişi balkabağına, başrol oyuncuların tavşanlara, üstündeki gerçek olmadığını bildiğin pembe elbiseyse hayatın acı gerçeğine dönüşüyor.Ama hani hayallerinde serbest bırakılacaktın.Bak burada bile saat on iki sınırına takıldın.

Alice’e Harikalar Diyarında zamanı unutturan şey belki sonsuz hayal dünyasında kaybolmasıydı.Zaman diye küçümsediğimiz şey aslında hayatımızın acı gerçeğiydi.Çocukken hayal ürünleri diye okuduğumuz masallarında hepsi zamandan esinlenerek oluşmamış mıydı?Belki bazıları zamana yenik düşmedi ama çoğu zaman mağduru olmadı mı? “Güzel ve Çirkin” masalında çirkin yaratık ancak güzel bir kıza aşık olduğu zaman eski yakışıklılığına kavuşmayacak mıydı? “Seksen Günde Devr-i Âlem” hikâyesinin ana konusu zaman değil miydi? “Rapunzel” ancak saçları uzadığı zaman kuleden bir prens tarafından kurtarılmayacak mıydı? “Uyuyan güzel” ancak aradan yüz yıl geçince bir prensin öpücüğüyle yeniden can bulmayacak mıydı? “Gılgamış” destanında Utnapiştim sırf zamana hükmedip ölümsüzlüğü almak için o kadar sıkıntı çekip tam ulaştım derken yılanın ölümsüzlük otunu yemesiyle zamana yenik düşmemiş miydi?

Çocukları hayatın acı gerçeği olan zamana belki de masallarla hazırlamaya çalışıyoruzdur. Belki de onlar bir masal kahramanı değil bizim gibi sıradan bir hayatın parçası olan sıra dışı küçük adamlar veya küçük kadınlardır.Belki de masallar şu saniyede nefes aldığın an kadardı.Bende bu masallarla büyüdüm. Ama gerçekle yoğrulmuş bu masallarda olmak istemiyorum. Pardon! O zaman ben hangi masaldayım? Durun bir dakika benim üzerimdeki pembe kıyafette siyahlaşmaya başladı. Uğraşarak kurduğum diyarım yıkılıyor. Şimdi anladım müziğim bitmiş.İşte yine gerçek diyara döndüm.Büyükler boşuna dememiş : “Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer yine kürkçü dükkanıdır” diye. Başımı kaldırıyorum saat on iki; anlıyorum ki bir hayalimin daha sonuna geldim.O zaman bir sonraki hayalimde görüşmek üzere :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder